Enerji Savaşları Kafkasya’yı Yakıyor

Kafkasya’da aşağı yukarı 400 yıldır devam eden huzursuzluk ortamı, zaman zaman ara verilmiş olsa da fasılalarla halen devam etmekte. Kuzey Kafkasya diye bilinen bölgedeki özerk cumhuriyetlerin hepsinde farklı zamanlarda çok ciddi savaşlar meydana gelmiştir; bu savaşların bundan sonra da devam etmesi beklenmektedir. Geçmişte, Kafkasya’da cereyan eden savaşlar imparatorlukların hakimiyet mücadelesi nedeniyle gerçekleşirken, bugün içerik enerji savaşlarına dönüşmüştür.

Kuzey Kafkasya, kendi yeraltı zenginliklerinden çok Hazar Havzası’nda bulunan petrol ve doğalgaz rezervlerinin aktarılması konusunda kilit rol oynamaktadır. Hazar bölgesinin olası petrol rezervi 70-150 milyar varili, doğalgaz rezervleri ise 18 trilyon metreküpü bulmaktadır. Bu büyük rezervlerin Rusya tarafından dünyaya pazarlanmasında Kafkasya önemli bir geçiş noktasıdır. Kafkasya’nın Karadeniz kıyısında bulunan Tuapse limanının ve hemen yakınında bulunan Novorossisk limanının kapasitesi 38,5 milyon tondur. Turuncu Devrim ile beraber Ukrayna’da iktidara gelen Rus karşıtı yönetim yüzünden Odessa limanının kullanımında meydana gelebilecek sorunlar Novorossisk limanının önemini bir kez ortaya koymuştur.

Adıgey ve Çeçenistan’da da ciddi petrol ve doğalgaz rezervleri bulunmasına rağmen 2005 yılında yapılan bir araştırmaya göre, Rusya genelindeki en fakir 10 bölgeden 5’i Kuzey Kafkasya’da bulunmaktadır. İnguşetya, Dağıstan, Adıgey, Karaçay-Çerkes ve Kuzey Osetya kişi başına düşen milli gelirde en son sıralarda yer almaktadırlar.

Kuzey Kafkasya’da yüzyıllardır bir birliktelik sağlayamayan yerli halklar geçmişte olduğu gibi bugün de emperyal güçlerin oyunlarına alet olmaktadır. Bölgeyi arka bahçesi olarak gören Rusya ve onun karşısında AB ve ABD bölgede sürekli farklı oyunlar oynamaktadır. Bu güçlerin mücadelesi süresince bölge halkı sürekli savaşlar, göçler, sürgünler yaşamıştır. Bugün halen Çeçenistan’da devam eden savaş 300.000 kişinin hayatına mal olmuştur. Sadece ölen çocukların sayısı 40.000’den fazladır. Her ne kadar Rusya, Çeçenistan’da durumun normale döndüğünü söylese de, özellikle bölgenin güneyindeki dağlık kesimlerde çatışmalar devam etmektedir. Çatışmalar devam ettikçe ve Ruslar kayıp verdikçe bunun acısı sivil halktan çıkarılmaya devam edecektir. Rusya, sivil halka yönelik adam kaçırmalar, sebepsiz gözaltılar, gece baskınları ve temizlik operasyonları düzenlemektedir. 1994 yılında başlayan savaş, dünyadan tamamen izole edilmiş bir şekilde devam etmektedir. Dünyanın birçok ülkesinde Çeçen mülteciler hiçbir hukuki statüleri olmadan yaşamaya çalışmaktadır. Çeçen liderlerin defalarca Rusya’ya yaptığı barış çağrıları cevapsız kalmıştır ve dünyanın duyarsızlığını da arkasına alan Rusya, Çeçenlere yönelik soykırımına devam etmektedir.

Kuzey Kafkasya’nın bir diğer problemli bölgesi de Kabardey Balkar Cumhuriyeti’dir. 2005 yılının Ekim ayında meydana gelen ayaklanma ile doruğa çıkan gerginlik ortamı, belli bir sürecin neticesi idi. Özellikle Müslümanlara yapılan baskılar neticesinde, hiçbir askeri eğitimi olmayan gençler ellerinde silahlarla Nalçık’taki resmi binalara saldırmış, olayı önceden haber alan Rus birlikleri de bu gençlerin birçoğunu öldürmüştü. O günden bu yana Kabardey’deki birçok cami halen kapalıdır. Açık olanlara ise halk korkudan gidememektedir. Bu olaylardan sağ kurtulanlar ise dağlara çıkarak mevcut yönetime savaş ilan etmişlerdir ve ara ara çeşitli askeri hedeflere eylemler gerçekleştirmektedirler. Rusya, adı konmasa da bölgede bir olağanüstü hal uygulamakta ve her türlü hukuksuz uygulamayı “terörle mücadele” adı altında gerçekleştirmektedir.

Çeçenistan’a komşu olan Dağıstan ise hem etnik çatışmalara gebe olması hem de Rus yanlısı yerel yönetime savaş ilan eden gruplar sebebiyle sıcak günler geçirmektedir. Dünya gündeminde yer bulmasa da bölge sürekli kaynamaktadır. Burada meydana gelen olaylar Çeçenistan’ın aksine dağlarda değil, başkent ve çevresinde olmaktadır. Direnişçiler bugüne kadar birçok üst düzey yöneticiye suikast düzenlemiştir. Bu da olayların vahametini ortaya koymaktadır.

Çeçenistan’ın diğer komşusu İnguşetya ise Çeçen-Rus savaşından en çok etkilenen yer olmuştur. Zaten işsizliğin ve yoksulluğun hakim olduğu bölge uzun süre binlerce Çeçen muhacire ev sahipliği yapmıştır. Bölge şu anda nispeten sakin olsa da zaman zaman çeşitli patlamalarla sarsılmaktadır.

Gürcistan ise farklı problemlerle uğraşmaktadır. Türkiye taşeronluğunda bölgeye uygulanan ABD ve AB projesi ile değişen yönetim, Rusya’yı rahatsız etmiştir. Rusya da karşı hamle olarak Abhazya ve Güney Osetya problemlerini kaşımaya başlamıştır. Bu iki bölge ile Gürcistan arasında sürekli bir çatışma potansiyeli mevcuttur. İki taraf da çeşitli provokasyonlarla sınır çatışmaları çıkarmakta ve bölge iki süper gücün mücadale alanı olmaktadır. Rusya, Abhazya’ya ciddi yatırımlar yapmaktadır. Abhazya’nın yıldızı özellikle turizm alanında parlamaktadır.

Adı her ne kadar Adıgey Cumhuriyeti de olsa nüfusunun sadece ’sini Kafkas kökenlilerin, çoğunluğunu Rusların ve Ermenilerin oluşturduğu cumhuriyette ise Adıgeylerin yapmak istedikleri birçok faaliyet engellenmektedir. Ayrıca özellikle Türkiye’den giden Çerkes kökenli hocaların dini faaliyetleri hem resmi hem de gayri resmi yollardan engellenmiş, birçoğu sınır dışı edilmiştir. Rusya, oradaki halka sadece dini bilgiler vermeye çalışan, hiçbir siyasi yönü olmayan kişileri, kendi müftülükleri ile işbirliğine zorlamaktadır. Bunu yapanlar dahi çeşitli sebeplerle sınır dışı edilmiştir.

Rusya, sınırları içerisinde yaşayan 20 milyon Müslüman’ı gerekçe göstererek İKÖ’ye gözlemci statüsü ile dahil olmuştur; ancak Rusya’da özellikle Müslümanlara yönelik ciddi baskılar yapılmaktadır. En son yapılan uygulama ise Moskova’da cuma namazlarında hutbenin yasaklanmış olmasıdır. Gerekçe olarak ise hutbede İslamiyet esaslarının anlatılması gösterilmektedir. Bu nedenle, bu derece uç uygulamalarda bulunan Rusya’nın, İKÖ’deki statüsü tartışmalı hale gelmektedir. Sadece 1994’ten bu yana 300.000 Müslüman Çeçen’i öldüren Rusya’dan bu soykırımın hesabını sormadan, Rusya’nıın İKÖ’ye katılmasına göz yuman ülkelerin de bu katliamda sorumluluğu vardır.

Görülen o ki, Kuzey Kafkasya önümüzdeki dönemde de dünya gündemini enerji savaşlarının yapıldığı bir harp meydanı olarak meşgul etmeye devam edecektir.

YAYIN BİLGİLERİKategori Adı MakalelerTarih 2009-12-19
Şube ve Temsilcilerimiz
konya
İnsan Hakları ve Mazlumlar İçin Dayanışma Derneği - MAZLUMDER Konya Şubesi
Adres: Şems-i Tebrizi Mahallesi Mazhar Babalık Sokak Adalet İşhanı Kat:1 No: 12 Daire 109 Karatay/KONYA
E-posta: konya[a]mazlumder.org | Telefon: 0 332 353 36 37 | Faks: 0 332 353 36 37

Ziyaretçi Sayımız : 4643091