Tacikistan İslami Uyanış Pratisinin Başkanı Muhiddin Kabiri ve beraberindeki heyet MAZLUMDER İstanbul Şubesini ziyaret ederek son yıllarda Tacikistan’da yaşanan insan hakları ihlalleriyle ilgili şube yetkilileriyle görüşme yaptılar.
1990 sonrası Sovyetler bloğunun dağılmasından sonra ülkede yaşanan iç savaşta 150 bin kişi hayatını kaybetti ve 1992-97 arasında sürgünde kalan parti üyeleri 97 sonrası varılan anlaşmayla ülkeye dönüş yaptı.
Yaşanan iç savaşın ardından ülkede taraflar arasında anlaşmaya varılmış ve 97 yılından itibaren İslami Uyanış Partisi mecliste temsil edilmeye başlanmıştır. Şu an parti yasal olarak Tacikistan’da parlamentoda ve 2 üyeleri bulunuyor. Tacikistan’daki seçim sisteminden bahseden Muhiddin Kabiri “63 üyenin bulunduğu parlamento bir tür senato işlevi görmektedir. Üyelerin büyük bir bölümü atama yoluyla gelmektedir. Üyelerin ancak %20’si seçim yoluyla gelmektedir” dedi. Söz konusu partinin oylarının %40’larda olduğunu ifade eden Kabiri resmi olarak bu oyların %10 kabul edildiğini ve gerçek bir seçim sisteminin ülkede bulunmadığını söyledi.
Kabiri konuşmasında “Son 2 yıldır kamusal alanda başörtüsü yasağı uygulanmaktadır. Yasak sadece okul ve resmi binalarda değil özel şirketler dahil kamusal alanın tümünde mevcuttur. Bununla beraber 18 yaş altı çocukların ibadethanelere gitmesi yasaktır. Yani ben çocuğumu camiye götüremiyorum. Yine cami dışındaki yerlerde ibadet yasağı bulunmaktadır. Dolayısıyla içinde bulunduğumuz durumun Sovyet Rusya’sından bir farkı yoktur.”
Şu an ana muhalefet partisi olan Tacikistan İslami Uyanış Pratisinin kurucusu Tacikistan’ın önde gelen siyasi aktörlerinden Abdullah Nuri idi. Partinin mevcut lideri Kabiri kendilerine ve diğer muhaliflere yönelik baskıların yoğun olduğunu vurgulayarak, “Tacikistan’ın mevcut hükümeti bize uyguladığı baskıcı politikaları uluslararası kamuoyuna anlatırken sürekli olarak Afganistan’da devam eden savaşı kullanmaktadır. Bizi Taliban savaşçıları olarak dünyaya tanıtan mevcut yönetim bu şekilde uyguladığı baskılara da kılıf bulmaktadır” dedi.
Tacikistan’ın insani durumunun ve ekonomik gücünün zayıf olduğunu söyleyen Kabiri “fakirlik %80’lerde, eğitim seviyesi çok düşük, internet sadece büyük şehirlerde var, ülke genelinde çıkan bir tek günlük gazetemiz var onun da tirajı 2 binlerde, gündelik gelir yaklaşık 1,5 $’ın altında, bütün bunları topladığımızda Tacikistan’da olup biten şeylerin henüz Tacikler tarafından bilinmediği gerçeğini görüyoruz” dedi.
Ülkede insan hakları çalışmalarına da değinen Kabiri, yerel anlamda ülkede faaliyet gösteren insan hakları örgütü bulunmadığını ve bazı uluslararası organizasyonların, Af Örgütü ve İnsan Hakları İzleme örgütü gibi büyük organizasyonların temsilcilerinin olduğunu söyledi. Kabiri’ye göre; “Kurulacak olan insan hakları örgütün adalet bakanlığından izin alması gerekiyor, adalet bakanlığının ise böyle bir çalışmaya izin vereceğini zannetmiyorum, dolayısıyla şu aşamada Tacikistan’da bir insan hakları örgütünden bahsetmek zor görünmektedir”.
MAZLUMDER’in 20 yıllık Türkiye tecrübesinin önemli olduğunu ifade eden Kabiri son olarak“Tacikistan karar mekanizmalarına uzak bir ülkedir, Arap ülkeleri Fars olduğumuz için bizi İran’a benzetiyorlar, Sünni olduğumuz için İran’la ilişkilerimizi tesis edemiyoruz, Türkiye ise Orta Asya’daki diğer Türk devletleri gibi Türkçe konuşmadığımız için bizi önemsemiyor. Biz İslam dünyasında ve Türkiye’de Tacikistan’da yaşananlara ilişkin duyarlılığı arttırmak istiyoruz” dedi.
MAZLUMDER Basın Bürosu
İlgili Resimler