IRKÇILIK VE YABANCI DÜŞMANLIĞI

Almanya'daki Politik Çevreler "Irkçılık ve Yabancı Düşmanlığı"nı Politik Bir Manipülasyon Aracı Olarak Kullanmaktan vazgeçmelidir!

 

 

Kamuoyunda ve polis kayıtlarında “döner cinayeti” olarak bilinen ve bu bağlamda2000–2006 yılları arasında hunharca katledilen Enver Şimşek, Abdurrahim Özüdoğru, Süleyman Taşköprü, Habil Kılıç, Yunus Turgut, İsmail Yaşar, Mehmet Kubaşık, Halit Yozgat, Theodoros Boulgarides'i Thüringen'li Neonazilerden Uwe Böhnhardt ile Uwe Mundlos'un öldürdükleri ortaya çıkmıştır.

 
 

Cinayetlere paralel olarak ortaya çıkan bir diğer korkunç gerçek, Almanya Anayasayı Koruma Teşkilatı (BfV)’nın olayların içinde veya yönlendiricisi olmasıdır. BfV’nin her yıl kamuoyuna duyurduğu raporlarda "İslamcı terör Almanya için tehdit" başlığı altında adeta hedef saptırmasını MAZLUMDER olarak çeşitli vesilelerle gündeme getirmiştik.

 

 

Bu bağlamda, 2010 yılı Federal Anayasayı Koruma Teşkilatı Raporu’nda (S.175), yasal ve her türlü denetlemeye açık İslami Cemaatleri “Dini ve kültürel kimliği güçlendirme ve Alman toplumuna asimilasyonu engelleme amacına yönelik faaliyetleri, Almanya’da İslamcı bir çevrenin oluşmasını ve genişlemesini destekler mahiyettedir” cümleleriyle sürgit hedef olarak göstermekten vazgeçmesini ve Federal Almanya Anayasa’sında teminat altına alınan “Din Özgürlüğü” temelinde yapılan çalışmaları / faaliyetleri suç unsuruymuş gibi sunulmasını insan temel hak ve özgürlükleri çerçevesinde maksatlı bulduğumuzu açıkça ilan etmiştik.

 
 

Almanya’da göçmenlere yönelik ırkçı saldırı ve katliamlar 2000 – 2006 yılları arasında sınırlandırılamaz. Möln, Solingen, şehirlerinde ortaya çıkan ve tüm Almanya sathında boy veren ırkçı saldırılar tüm dünyanın gözleri önünde gerçekleşmiştir. 20 yıl içinde ırkçı saldırılarda hayatını kaybedenlerin sayısı, resmi kayıtlarda 180’dir.

 
 

Son yıllarda Almanya’daki politik çevrelerin böylesi tehlikeli gelişmelere karşı gerekli tedbirleri almak bir tarafa “ırkçılık ve yabancı düşmanlığı”nı politik bir manipülasyon aracı olarak kullanması ve yine bu olguyu yabancılara karşı bir tehdit unsuru olarak göstermesi son derece tehlikeli bir gelişmedir. Bütün bunların üzerine yabancılar ile ilgili entegrasyon tartışmalarında yabancıların bizatihi varlığına dahi tahammül edilemediği ve tarihi arka planı oldukça güçlü olan “ırkçılık” olgusunun bir gerekçesi olarak da yabancı varlığından söz edilmesi, olayın vahametini bir o kadar daha arttırmaktadır, artırmıştır.

 
 

MAZLUMDER olarak, “dönerci cinayeti” olarak bilinen katliamlar silsilesinde aydınlatılması gereken soruların ivedilikle ortaya çıkarılmasını talep ediyoruz.

 
 

Sıradan olayların dahi kısa sürede ortaya çıkarıldığı ülkede “dönerci cinayetleri”nin 10 yıl gibi bir sürede ortaya çıkarılamaması düşündürücüdür! 13 banka soyan örgüt elamanları nasıl oluyor da yakalanamıyor?

 
 

Seri cinayetlerde Anayasayı Koruma Teşkilatı mensuplarının hangi roller üstlendikleri, Neonazi katillere yardımcı oldular mı, koruma yaptılar mı, görmezlikten geldiler mi, olaylara bizzat katıldılar mı vb. sorular açıklığa kavuşturulmalıdır.

 
 

Sadece Almanya, Avrupa’da değil Dünyanın hangi bölgesinde olursa olsun “ırkçılık”; hangi ırk adına ve kime karşı olursa olsun hiç bir gerekçeyle meşru gösterilemez ve bu tehlikeye karşı kayıtsız kalınamaz.

 

MAZLUMDER Genel Başkan Yardımcısı

Recep KARAGÖZ

FAALİYET BİLGİLERİKategori Adı Basında MazlumderTarih 2011-11-21
Okunma Sayısı : 1420
Şube ve Temsilcilerimiz
konya
İnsan Hakları ve Mazlumlar İçin Dayanışma Derneği - MAZLUMDER Konya Şubesi
Adres: Şems-i Tebrizi Mahallesi Mazhar Babalık Sokak Adalet İşhanı Kat:1 No: 12 Daire 109 Karatay KONYA
E-posta: konya[a]mazlumder.org | Telefon: 0 332 353 36 37 | Faks: 0 332 353 36 37

Ziyaretçi Sayımız : 4351260