Tunus’ta başlayarak birçok ülkeye sıçrayan ayaklanmaların neden gerçekleştiğini anlatarak söze başlayan Ünsal, “2. Dünya Savaşı sonrası dünya üzerinde ‘zulüm’ odaklı kurulan sistem ve bu sistemin ulusal yapılara uyarlanışı bugünkü tabloyu hazırladı” dedi. Ünsal, ilk ayaklanmaların Tunus’ta başlamış olmasını ise Amerika’nın Tunus diktatörünü terörle mücadele etme konsepti içinde kendisine yakın görmesi, Tunus’un büyük bir işkencehane olarak kullanılması, Tunus’ta işçi sendikaları faaliyetlerinin ve eğitimin ileri düzeyde olmasına bağladı.

Arap Baharında şaşırtıcı olanın Arap toplumlarında ikincil kesim diye tabir edebileceğimiz çocuklar, gençler ve kadınların başkaldırısı ile başladığını belirten Ünsal, “Bu ülkeler 2. Dünya Savaşı’ndan sonra kurulan sisteme daha fazla dayanamadı ve çökmek durumunda kaldı. Aynı sistemle kurulan İsrail’de de halk diğer ülkelerdeki ayaklanmalardan etkilenerek hareketlenmeye başladı” diyerek bundan sonra Yemen, Bahreyn ve Suudi Arabistan’da da gerçekleşecek Arap Baharının asıl büyük etkilerinin buralarda olacağını ifade etti.

Ahmet Faruk Ünsal’ın Tunus’tan sonra ayaklanan ve değişim sürecindeki tüm ülkeleri kısaca ele aldığı program, katılımcıların sorularının cevaplandırılması ile son buldu.

MAZLUMDER İstanbul Şubesi Basın Bürosu



İlgili Resimler