KONYA ŞUBE: HUKUK, YARGIYA GALİP GELECEKTİR

HUKUK, YARGIYA GALİP GELECEKTİR

Danıştay 8. dairesi, çok tartışmalı bir karara imza atarak YÖK'ün Üniversiteye girişte adaylar arasında eşitsizliğe sebep olan katsayı ile ilgili kararında yürütmeyi durdurdu.

"Eşitlik ancak eşit insanlar arasında olur"diyen başkanı, hukuk ilkelerini ve halkının değerlerini dikkate almayan Yönetimi ile İstanbul Barosu tarihine yüz karası olarak geçecek bir iş yapmış; görevi değilken konuyu Danıştay'a götürmüştür.

Danıştay, aynı sınava giren fakat farklı liselerden mezun olan öğrenciler arasında bazılarının "daha eşit" olmasını sağlayacak bu başvuruyu kabul etmiştir. Ve bir eğitim hakkı ihlali olan katsayı adaletsizliğinin son bulmasına engel olmuştur.

Katsayı adaletsizliği, 28 Şubat sürecinin hukuku hiçe sayan en can yakıcı örneklerinden biridir. Genelde tüm meslek lisesi öğrencilerine özelde de İmam Hatip Lisesi öğrencilerine 2. sınıf vatandaş muamelesi yapılmıştır. Potansiyel suçlu olarak görülmüşler, yargısız infazlara tabi tutulmuşlardır.

28 Şubat sürecinin olağan dışı bir süreç olduğu, hukukun çiğnendiği, brifinglerle yargının etkilendiği ve siyasallaştırıldığı tartışmasızdır. Bu olağanüstü sürecin uygulamalarının bitmesi bir zorunluluktur.

Bu sürecin uygulaması olan katsayı adaletsizliğini sonlandırmak için geç bile kalınmıştır. Ama geç bile kalmış düzenleme hakkında Danıştay'ın verdiği karar, Türkiye'de temel hak ve özgürlükler konusunda alınması gereken daha çok mesafe olduğunu bir kere daha göstermiştir. Bu karar, hukuku hiçe saymış, halkta oluşan mutabakatı görmezden gelmiştir.

Dayatmaların hukuk duvarına çarparak geri tepmesi, baskıcı anlayış sahiplerini çelişkili kararlara sevk etmektedir. Yargı, yanlışların devamı için hukuka aykırı olduğunu bilerek tartışmalı kararlar vermektedir. Ama bu tartışmalı kararlar yargıya olan güveni yok etmekte ve en büyük zararı da yine kendileri görmektedir. Arkasında yargı desteği olsa dahi hiçbir baskı ve dayatmanın sürekli olması mümkün değildir.

Bu kararı alanlarda, yüz binlerce gencimizin ve milyonlarca insanımızın mağduriyetine farklı söz ve eylemleriyle destek verenlerde bilmelidirler ki; kimliğine ve iradesine sahip çıkanlar, bu karara boyun eğmeyecekler. İslami kimlikleri başta olmak üzere, insan hak ve onurunun bir gereği olan haklar mücadelesini sürdürecekler ve tarihin ve tanıklık edenlerin şahadetiyle sonuç alacaklardır.

Yargıya rağmen hukukun galip geleceğine, hak ihlallerinin mutlaka son bulacağına, tüm öğrencilerin mezun oldukları okula değil aldıkları puana göre yerleştirmeye tabi tutulacaklarına olan inancımız artarak devam etmektedir.

Bir taraftan hukuka rağmen meslek lisesi öğrencileri yargı eliyle mağdur edilmeye çalışılırken diğer taraftan halkın oyları ile seçilmiş idareciler "Sarıkız", "Ay ışığı" "Kafes" adları verilen darbe planları ile kıskaç altına alınmaya çalışılmaktadır. Darbeler, İttihat Terakkiden beri devam etmiş, Cumhuriyet ile adeta periyodik bir takvime bağlanmıştır.

Sivil idare, her on yılda bir askeri müdahaleye uğramaktadır. Görevi, ülkeyi dış düşmanlara karşı korumak olan ordu, rejimi korumaya, resmi ideolojinin bekçiliğine ve sivil siyasetin tanzimine kalkışmaktadır. Ordu, ülke insanını küçük gören anlayışa prim vermekte ve toplum mühendisliği yaparak tek tipleştirme operasyonlarının yanında yer almaktadır.

Anayasa Mahkemesi, 367 kararında, üniversitelerde başörtülü okunmayı mümkün kılacak değişiklik olarak bilinen 410 milletvekilinin oyu ile kabul edilen Anayasa değişikliğinde hukuka aykırı kararlar vererek sivil iradeye meydan okumuştur. Aynı Anaysa Mahkemesi 12 Eylül darbesini yapan Milli Güvenlik Konseyini ziyarete giderek darbecilere bağlılıklarını sunmuştur.

Sivil iradeye karşı direnen yargı, halkın geleceğine kasteden darbeler ve darbeci girişimlere karşı oldukça müsamahakârdır. Bu güne kadar gerçekleşen darbe ve darbe teşebbüslerinden dolayı kimsenin yakasına yapışılmamıştır. Darbecilerin yargılanması için dava açan Cumhuriyet Savcısı görevden el çektirilmiş, hazırladığı iddianame kayıtlardan çıkarılmıştır.

Şimdilerde ortaya çıkan "İrticayla Mücadele Eylem Planı" adlı belgenin, yaşadığımız bunca darbe sürecinin bir devamı olduğu açıktır. Konuyla ilgili isimlere gösterilen yakın ilgi ve özel ihtimam, kurumsal bir çalışmayı göstermektedir. Bu belgede, planlandığı üzere yapılan eylemler de ortaya çıkmıştır. Bu durum darbeci zihniyetin pusu da beklediğinin ve darbe için uygun zemin aradığının açık göstergesidir.

MAZLUMDER, "Kim olursa olsun zalime karşı, mazlumdan yana" ilkesini benimsemektedir. Temel hak ve özgürlüklerin korunduğu bir düzenin inşa edilebilmesi için, insanlığın geleceğine kasteden tüm darbeci ve zorba anlayışlar meşru yollarla tasfiye edilmelidir.

Unutulmamalıdır ki; inançlara, düşüncelere, insan onuruna ve özgürlüklere karşı mücadele edenler tarihin çöplüğüne atılmaktan kurtulamayacaklardır.

MAZLUMDER KONYA ŞUBESİ YÖN. KURULU ADINA
ŞUBE BAŞKANI
DERVİŞ ARGUN

FAALİYET BİLGİLERİKategori Adı Basın AçıklamalarıTarih 2009-12-03
Okunma Sayısı : 1244
Şube ve Temsilcilerimiz
konya
İnsan Hakları ve Mazlumlar İçin Dayanışma Derneği - MAZLUMDER Konya Şubesi
Adres: Şems-i Tebrizi Mahallesi Mazhar Babalık Sokak Adalet İşhanı Kat:1 No: 12 Daire 109 Karatay/KONYA
E-posta: konya[a]mazlumder.org | Telefon: 0 332 353 36 37 | Faks: 0 332 353 36 37

Ziyaretçi Sayımız : 4645480