DANIŞTAY KARARI BİR DEĞİŞİKLİK GETİRMİYOR
Anayasanın 10. Ve 42. Maddelerinde yapılan değişiklikler çok açık şekilde
kimsenin kanunda açıkça yazılı olmayan sebeblerle yükseköğretim görmesinin
engellenemeyeceği düzenlemesi getirdi.
Bu düzenlemelerin Resmi Gazetede
yayınlanıp yürürlüğe girmesinden sonra YÖK. Başkanı bütün üniversitelere Anayasa
değişikliğine uygun davranmalarını isteyen bir yazı gönderdi. Bu yazı iptal
istemiyle dava konusu yapılarak Danıştay'a götürüldü. Danıştay da bu yazıyı
genelge kabul ederek yürütmenin durdurulması kararı verdi.
YÖK Başkanının
tek başına genelge çıkarma yetkisi bulunmamaktadır. Danıştay, genelge niteliği
taşımayan görüş beyanını genelge kabul ederek hukuka aykırı karar vermiştir.
Ortada usule uygun bir genelge olmadığı için davanın konusuz olduğuna karar
vermesi daha hukuka uygun olurdu. Vermiş olduğu yürütmenin durdurulması
kararında; hem YÖK Başkanının tek başına genelge çıkaramayacağını belirtmiş hem
de genelge olmayan görüş hakkında yürütmenin durdurulması kararı vererek
çelişkiye düşmüştür.
Ancak Danıştay'ın vermiş olduğu karar şu hali ile
mevcut hukuki durumda hiçbir değişiklik getirmemektedir.
Üniversitelerdeki
kılık- kıyafet serbestliği Anayasa değişikliği ile getirilmiştir. Danıştay'ın
Anayasa değişikliklerini inceleme yetkisi ve görevi olmadığı tartışmasızdır.
Anayasa değişiklikleri kendiliğinden sonuç doğurur ve uygulanır. YÖK Başkanı
üniversitelere dava konusu açıklamasını göndermemiş olsaydı dahi üniversiteler
başörtülü öğrencileri derslere kendiliklerinden almak zorundaydı.
Türkiye'
de hukuktan sadece kendi çıkarlarını anlayan, Anayasa ve yasa değişikliklerine
direnen statükocu kesimler bu Danıştay kararı üzerinden yeni yasak alanları
oluşturmak isteyebileceklerdir. Yargı üzerinden muhalefet yürütme gayretlerini
daha da artırabileceklerdir.
Ancak özgürlüklerin önünde duranlar mutlaka
kaybedecekler ve değişime ayak uydurmak zorunda kalacaklardır.
Bir inanç ve
ibadet hakkı olan başörtüsü, sadece üniversitelerde değil hayatın bütün
alanlarında serbest olmalıdır.
Kısmi çözümlere dahi tahammül edemeyenler
huzuru bozucu ve ortamı gerici tutumlarının zararını tüm ülkeye ödetmek
isteyebilirler. Onlara bu fırsat asla verilmemeli, herkes insan hak ve
özgürlüklerini içine sindirmeyi öğrenmelidir.
MAZLUMDER KONYA ŞUBESİ BAŞKANI
MUSTAFA AKMEŞE